25 Mart 2010 Perşembe

BU AŞK MI? SEVGİ Mİ? YALAN!!

Bir gün bir adam varmış. Adam ünlü, köşesi olan (yuvarlak değil), kitapları olan, filmi olan, bir de albümü olan.. Yuh artık kimde var bukadar vasıf diye sordurtan biri.. Adam sürekli aşktan meşkten bahsediyor bir betimlemeler bir betimlemeler.. Kendini iyi satıyormuş halka, göz boyuyormuş meğer.. 

Bu adama güzeller güzeli hatta bir okadar da akıllı bir kadın bile inanmış üstüne evlenmiş..  Malzemeyi de görünce bırakmış hemen..

Kadın ayrılıyor ama okumaya da devam ediyormuş köşeyi.. (kimse sevdiğinin kurduğu cümleleri unutmaz!) Meğer adam her karşısına çıkan kadını köşesine taşıyormuş (hepsini!). Nasıl bir yalakalıksa artık.. Kadın kendine söylenen cümleyi birkere görmüş köşede, hatta kesmiş o köşeyi.. Bir kere daha görünce aynı cümleyi başka bir köşesinde, artık canına tak etmiş.. Ben yandım eller yanmasın diye kadın da köşesinde yapmadığı birşey yapıp adamın foyasını meydana çıkartmış..

Adam ikinci kez yazdığında geçmiş bir tarihte yaşamış bir kadına yazmış.. Tamam ölü birine yazmış da neden aynı cümleler? Bu şu anlama gelir: 'Her kandırmaya çalıştığım kadına söylediğim cümleler olduğu gibi ağzıma da pelesenk olmuş herkese söyleniverecek cümleler bunlar.. Hatta bir hemcinsime bile söyleyebilirim okadar aşina olmuşum herkese söylemekten..' 

Peşinde evlenmeyi bile getiren aşk bu mudur? Sevgi midir bu? Aşk üzerine kitaplar yazmak, filmler yazıp çekmek yalanlar üzerine mi kuruludur acep?

Anektod: Animasyon film yapan kişilerin hayal gücü okadar gelişir ki, bu işe başladıktan 6 ay sonra bu insanların şahitlikleri geçersizdir. Çok sakin bir şekilde yalan söyleyip yalan makinalarını kandırabilirler..

Bu adam da böyle bir duruma düşmüş sanırım.. Yaza yaza okadar iyileşti ki karşısındaki artık ayırt edemiyor.. 

Yalanlara kanmayalım... 

24 Mart 2010 Çarşamba

BİR BU KALMIŞTI..

Bir bu kalmıştı yapmadığım demiştim ama en önce yapmam gerekeni en son yapıyorum sanırım. Gerçi en son da dememek lazım şu ömrümüzde daha neler göreceğiz acaba..
Ee bir yerden başlamak gerekiyordu tabi yazmaya artık. Saba makamından bir sesle gerildiğim şu an da ( tabiri caiz ise sabahın köründe ) bundan sonra buraya yazmam gerekenler ve yazmak istediklerim arasında çelişiyorum..
Ne zor birşeymiş buraya yazı yazmak.. İçimden gelenleri yazsam ne olur acaba? Önce bunun kararını verip yazmalıyım sanırım..
Neyse şimdilik bukadar olsun. But i'll be back soon.. ;)